Samet Memiş
Milli birlik o kadar önemli, o kadar hayati bir meseledir ki, bunu tarif edecek kelimeler dahi yetersiz kalır. Bugün yaşadığımız çağ, sadece siyasi ya da ekonomik mücadelelerle şekillenmiyor; aynı zamanda bir varoluş mücadelesi veriyoruz. İşte tam da bu noktada Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin ortaya koyduğu kararlı duruş, sadece bugünü değil, yarını da inşa etme iradesidir.
Dünya sahnesine baktığımızda; kendilerini sözde “seçkin” gören bazı güçlerin, parayı ve teknolojiyi tekeline alarak tüm insanlığa baskı kurduğunu görüyoruz. Bu güçler, terörü bir araç haline getirerek coğrafyamızı istikrarsızlaştırmaya çalıştı. Ne yazık ki bu kirli senaryonun en ağır bedelini bizler ödedik. Millet olarak 100 yılı aşkın süredir içten içe kanayan bir yara taşıyoruz: Terör.
Bu ülkenin çocuklarını birbirine düşürmek için oynanan oyunların haddi hesabı yok. Türk-Kürt dediler, Sünni-Alevi dediler, sağcı-solcu dediler… Hep ayırdılar, hep böldüler. Her dönem farklı bir terör örgütüyle üzerimize geldiler. PKK başta olmak üzere birçok yapı, bu milletin evlatlarını birbirine kırdırdı. Kimi evladını toprağa verdi, kimi annesini babasını yitirdi. Kimimizin yarım kalan hayalleri, kimimizin ise elinden alınmış bir geleceği var.
40 yılı aşkın süredir devam eden bu terör meselesi, artık sadece bir güvenlik sorunu değil; bir beka meselesidir. Artık kaybetmeye tahammülümüz yok. Kazanacak bir tek şeyimiz var: Birlik.
İşte bu noktada, Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Bahçeli’nin büyük bir bedel ödeyerek sergilediği güçlü irade, bu milletin geleceğine vurulmuş tarihi bir damgadır. Bu irade sadece bir siyasi ittifak değil; bir milletin kaderini yeniden yazma çağrısıdır. Bu çağrıya kulak vermek, hepimizin görevidir.
Bugün taşın altına sadece eller değil, gövdeler konuluyor. Her türlü riske rağmen bu mücadele veriliyorsa, bizler de millet olarak bu iradenin arkasında durmalıyız. Çünkü artık kaybedecek vaktimiz yok. Artık kazanma zamanı, yeniden dirilme zamanı.
Gelin, geçmişin acılarından ders alarak geleceğimizi birlikte kuralım. Ayrılıklara değil, ortak değerlerimize sarılalım. Çünkü bu memleket hepimizin. Ve bu mücadele, sadece siyasetin değil; milletin mücadelesidir.