Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun AK Parti’ye katılmasıyla birlikte, bazı çevrelerde CHP’de kadına atılmayan iftira ve hakaret kalmadı. Peki, madem bu kadar iddialar vardı, neden kendisi hakkında herhangi bir tasarrufta bulunulmadı? Neden disipline sevk edilmedi, neden partiden atılmadı?
Ben Özlem Hanım’ı uzun yıllardır takip ediyorum. Onu tanıdığım kadarıyla, siyasette kolayca yön değiştiren biri değil. İlkesine sadık, yürekli bir insan. ZIP ZIP oradan oraya geçen, fırsatçılıkla anılan tiplerden değil. Kimseye eyvallahı olmayan, kendi duruşunu koruyan bir siyasetçi.
Siyasette insanın bir duruşu olmalı; kaybetsen de, kazansan da… Bu yüzden ben, başka partilerden AK Parti’ye geçenler hakkında genellikle yorum yapmam. Tasvip etmiyorum, ama gerçekçi olmak gerekirse, Cumhurbaşkanımız da bu tür geçişlere çok sıcak bakmıyor. Yine de bazı geçişler, memleketin hizmet kapasitesini artırmak adına kabul ediliyor. İnsanlar, memleketlerine daha disiplinli ve etkili hizmet yapabilsin diye…
Özlem Hanım örneğinde ise durum farklı. İlkesinden ödün vermeyen, siyasetteki rotasını kendi değerleriyle çizen bir isim. İşte bu tür duruşlar siyasette nadir bulunuyor ve uzun vadede hem topluma hem de siyaset kültürüne değer katıyor.
Sonuç olarak siyasette farklı yollar ve farklı geçişler olabilir. Ama önemli olan, kazananın memleket olmasıdır. Duruşlu siyasetçiler, memleketin geleceğine umut verir. Fırıldak siyasetçilerin oyunları geçici, memleketin kazanımları kalıcıdır