Makamın Gücü, Teşkilatın Sabrı

"Siyaset, koltukları koruma sanatı değil; halka ve teşkilata kulak verme sorumluluğudur. Güveni kaybeden, günü kurtarsa da yarını kaybeder."

Siyaset 28.06.2025 00:54:00 0
Makamın Gücü, Teşkilatın Sabrı

Murat Taşçı / Akdeniz Habercisi yazarı

Siyasetin içinde olanlar iyi bilir: Görevde olanlar, yani bir şekilde makamı ellerinde tutanlar, her zaman o koltukta kalabilmenin yollarını ararlar. Bu arayış genellikle "istikrar" adı altında pazarlanır; "istikrar için devamlılık", "başarı için mevcut yönetimle yola devam" gibi sloganlarla parti üyeleri ve teşkilatlar hizaya sokulmak istenir. Makam sahiplerinin dilinde hep aynı cümle vardır: "Genel merkezin kararının arkasında duracağız." Ve bu cümle, özellikle seçim öncelerinde bir disiplin çağrısı olarak teşkilatlara iletilir.

  • Ancak mesele tabana, yani sade üyelere, teşkilat emekçilerine, mahalle başkanlarına, gençlik ve kadın kollarına gelince durum birden değişir. Vatandaşın ya da teşkilat mensubunun talepleri gündeme geldiğinde, o vakit işler yokuşa sürülür. "Şimdi sırası değil", "Sabredin", "Bu işler öyle kolay değil", "Biz her şeyi biliyoruz, siz sadece güvenin" gibi klişeleşmiş mazeretler devreye girer. Makam sahipleri, kendi koltukları için parti içi disiplini şart koşarken, teşkilatın nabzını tutmak konusunda aynı titizliği göstermemeyi alışkanlık haline getirmiştir.

Ne yazık ki bu anlayış, siyasetin en büyük açmazlarından biridir. Halktan, teşkilattan kopuk bir siyaset tarzı, er ya da geç meşruiyetini yitirir. Makam, hizmet etmek için bir araçtır; kişisel çıkarlar için bir hedef değil. Teşkilat mensupları sadece seçim döneminde hatırlanacak figüranlar değil, siyasetin asıl omurgasıdır. Onların sesi duyulmadığında, siyasetin ayakları yerden kesilir, gökyüzünde süzülen ama yere inmeyen bir balon gibi olur.

  • Artık bu çelişkiye bir son verilmesi gerekiyor. Teşkilata "sus" demek kolay; zor olan, onların söylediklerini gerçekten dinlemek ve samimi bir şekilde dikkate almaktır. Çünkü siyasetin gerçek gücü, halkın ve teşkilatın güveninden doğar. O güveni kaybeden, günü kurtarsa da geleceği kaybeder.