Samet Memiş


YEDİ GÜZEL ADAMIN İLKİ, KUDÜS ŞAİRİ, NURİ PAKDİL

YEDİ GÜZEL ADAMIN İLKİ, KUDÜS ŞAİRİ, NURİ PAKDİL


Nuri Pakdil, Cahit Zarifoğlu Sezai Karakoç, Akif İnan, Erdem Beyazıt, Alaaddin Özdenören ve Rasim Özdenören’le birlikte Yedi Güzel Adam.

Ülkemizde belli başlı düşünsel damarlar vardır.
Bu damarların en güçlülerinden biri de kuşkusuz, Büyük Doğu ekolüdür.
Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in, İslam Öğretisine yaslanarak ortaya koyduğu bilinç düzeyine Büyük Doğu diyebiliriz.

1960’lı yıllarda, sakin bir Anadolu kenti olan Maraş’ta bazı öğrenciler sanata, edebiyata ilgi duymaktadırlar. Bir arkadaş grubu ortak bir ilgi alanı yakalamışlar, şiirle tanışmışlardır.
Bu ilgi, zamanla gençlik hevesi olmaktan çıkarak bir ortak heyecana, ülke sevdasına; haksızlıklara, ezilmişliklere karşı dirence dönüşmüştür.
Ankara yılları ise düşünsel arayış ve savrulmaları, sağlam bir inanç ve eylem adamlığına taşımıştır.
Nuri Pakdil bu düşünce ve sanat üreten grubun ağabeyi, önderi, lideridir.
Sözleriyle, davranışlarıyla, duruşuyla herkesi etkilemektedir.
Edebiyat Dergisi, ak yüreklerinin coşkusu, karşı konulmaz bir sevdanın ürünü olarak ortaya çıkmış, ortak bir bilinçevi; buluşma, yetişme, aydınlanma mekânı olmuştur.
Sanat, edebiyat eksenli bir ekol, bir ideolojik hareketin merkezi olmuştur.
Nuri Pakdil ve arkadaşları, insan onurunun kurtuluşu için sarsılmaz bir inançla tırmanmaktadırlar Akay Yokuşundan.

Demirler Pasajındaki küçük yönetim bürosundan bütün ülkeye, Afrika’ya, Asya’ya, tüm yeryüzüne; ezilmişlerin, aşağılanmışların üzerine yoğun bir ışık yaydıklarına inanmaktadırlar.
İslam ve O’nun Önderi’nden beslenen hareket, bu öğretiye ait kelime ve kavramları oldukça dikkatli kullanmaktadırlar.
Necip Fazıl Kısakürek zaman zaman Ankara’ya gelmekte, bu idealist gençlerin evlerinde misafir olmakta, uzun uzun sohbetler etmektedirler.
Üstadı, gözlerini kırpmadan, nefes almadan dinlemektedirler.

Kudüs şairi Nuri Pakdil.
Eserlerinde kendine özgü yeni imgeler ve bir biçim oluşturmuştur. Nuri Pakdil, birçok yazısında özellikle de şiirlerinde “Kudüs” aşkını, bayraklaştıracak derecede bir tutkuyla ifade eder. Onun bu tutkusu Türk edebiyat ve fikir toplulukları tarafından kendisinin 'Kudüs Şairi' diye adlandırılmasına neden olmuştur.

"Yüreğimin yarısı Mekke'dir, geri kalanı da Medine'dir. Üstünde bir tül gibi Kudüs vardır" sözlerinin sahibi, Türk edebiyatının "Kudüs Şairi" Nuri Pakdil, akıllara kazınan ve dillerden dökülen şiirlerinin yanı sıra deneme, oyun ve gezi notlarından oluşan birçok eser bırakarak bundan üç yıl önce Hakk'a yürüdü.

Nuri Pakdil, Kudüs'üne 81 yaşında kavuştu.

"Tûr Dağını yaşa/ Ki bilesin nerde Kudüs/ Ben Kudüs'ü kol saati gibi taşıyorum/ Ayarlanmadan Kudüs'e/ Boşuna vakit geçirirsin/ Buz tutar/ Gözün görmez olur/ Gel / Anne ol / Çünkü anne / Bir çocuktan bir Kudüs yapar / Adam baba olunca / İçinde bir Kudüs canlanır / Yürü kardeşim / Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin"

Nuri Pakdil, 2015'te 81 yaşında geldiğinde Kudüs'e giderek, Mescid-i Aksa'da cuma namazı kıldı ve hayali gerçek oldu.

Nur içinde yat güzel adam. Hiç mahzun olma, yürüyeceğiz. Ayağımıza Kudüs gücü gelecek bir gün elbet.