Elhamdülillah, Elhamdülillah, Elhamdülillah Allaha binlerce şükür. Ayasofya, canım Ayasofya, en kutsal mabed, atamın yadigarı Ayasofya.
Peygamberimizin övgüsüne nail olmuş ordumuzun ve fethin sembolü, İstanbul’un incisi Ayasofya’da, kutsal mabed’de 86 yıllık sessizlik sona ermiştir. Bütün dünyadaki Müslümanların vuslata erdiği bugün yani 24.07.2020 tarihinde ibadete tekrar açılmıştır. Birliğimizin, kardeşliğimizin garanti altına alındığı, İstanbul’un bir Türk şehri olduğunun mührünün vurulduğu gündür. Ey Müslümanlar bu kutlu gün Müslümanların zincirlerin kırıldığı ve şer odaklarına, islam düşmanlarına da zincirlerin vurulduğu gündür.
Bütün dünyadan gelen çatlak seslere, kin ve nefret kusanlara, islam ve Müslüman düşmanlarına rağmen, içimizdeki hainlere rağmen bu kutsal mabed, kardeşliğimizin pekiştiği, ülkemizin üzerindeki ölü toprağının kalktığı, şahlanışın başlangıcı ve sembolü olan Ayasofyanın kubbesi altında 86 yıl sonra ilk Cuma namazı kılınmıştır.
Bu mabed’in açılışı bütün insanlığı hakka, hakikate ve adalete davettir.
Haziran başındaki 2 yazımda da Ayasofyanın açılacağına olan inancımı belirtmiştim.
1453 yılında Fatih Sultan Mehmed Han hazretlerinin fethi ile Müslüman Türk yurdu olan İstanbul, bugün bir başka güzel, bugün bir başka heyecanlı ve hiç uyumayan bu şehrin enerjisini bi kat daha yükseltmiştir.
İçimizdeki zaten burası Cami olarak tescil edilmişti, başka cami mi kalmadı, ne gereği var diyenlere, Amerika bunun hesabını sorar, Avrupa bunun hesabını sorar diyenlere, kendini ve aklını Amerikaya, Avrupa’ya teslim etmiş olanlara, açılışından hiçbir şekilde manevi haz duymayanlara, bunu sıradanmış gibi gösterenlere inat 45000 kişi bugün o kutsal kubbenin altında bir ve beraber olmuş, aynı kıbleye secde etmiştir. Dünya tarihine damgasını vurmak için, bu muhteşem anı canlı canlı yaşamak için ve en önemlisi de tarihe tanıklık etmek için buluşmuştur.
Allah bundan sonra kıyamet gününe kadar bu kutsal mekanda ibadet edilmesini nasip eylesin inşallah.
Bunu hafife alanlara, bu durumu lakayıt bir şekilde Cumhuriyet düşmanlığına benzetmeye çalışanlara o kadar çok söylenecek söz var ama o gün bu gün değil. Bu mutluluğu doyasıya yaşayalım. Sonrasında Allah’ın izniyle söyleyecek çok zamanımız olacak.
