Bu yıl Ramazan ayını geçen yılda olduğu gibi koronavirüs salgını nedeniyle evlerimize kapandığımız bir zaman diliminde idrak ediyoruz. Çünkü dünyanın dört bir tarafında zor günler yaşanıyor ve biz de bu zorlu süreçten geçiyoruz.
Devletimiz her türlü önlemi alıyor, sağlıkçılarımız adanmışlık duygusu diyebileceğimiz bir özveriyle çalışıyor, başarı öyküleri yazıyorlar. Hep birlikte sınandığımız bu çetin imtihanda bize de kurallara uymak, izole olmak ve evde kalmak gibi görevler düşüyor.
Evet, Ramazan ayını sınırlı ölçüde karantina koşulları altında yaşayacağız. Bu mübarek ayın bazı vecibelerini toplumsal ilişkilerimizi askıya alarak yerine getirmeye çalışacağız. Gündelik hayatın bir takım alışkanlıklarından, Ramazan’ın ev dışına uzanan bazı geleneklerinden şimdilik uzak duracağız.
Ama biliyoruz ki önemli olan bu mübarek ayın ritüelleri değil, ruhudur.
Marifet Ramazan’ın manevi iklimine girmek ve bu karantina günlerini hayatın feyizli günleri haline çevirmektir.
Bu çetin günler, hayatın muhasebesini yapmak, tefekkür etmek için eşsiz bir fırsat olabilir.
Yaşadıklarımız belki de bedelsiz olarak verilen hayatın kıymetini öğretecek bize. Sokakta iken evin değerini, evde iken sokakta dolaşabilmenin kıymetini öğretecek. Hayatın zıtlıklarla örülmüş olduğunu, hiçbir şeyin değerinin zıddı olmadan bilinmeyeceğini öğretecek. Ve en önemlisi sabretmeyi öğretecek.
İnanıyoruz ki şimdi sabredersek, göremedik diye üzüldüğümüz bu baharın yerine nice baharlar göreceğiz. Şimdi sabredersek, sevdiklerimize yakın olamadık diye hayıflandığımız bu Ramazan’ın ardından cümbür-cemaat tadına varacağımız nice Ramazan-ı şeriflere kavuşacağız.
Onun için sabırla ve iyi dileklerde bulunarak geçirelim bu müstesna günleri.
Bize göz aydınlığı olsun bu Ramazan; üstümüze çöken kasaveti kaldırsın, güzel günlere, sağlıklı günlere vesile olsun.
Ramazan-ı şerifiniz mübarek olsun.
Prof. Dr. İbrahim Diler
Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Rektörü
